MİTHAT YURDAKUL / ANKARA – Donald Trump yönetiminin yerli üretimi desteklemek için ABD’ye çelik ihracatına ilave vergi getirmesi, yüksek vergi ödeyen Türk ihracatçılar için fırsat yarattı. ABD’den çelik ve alüminyum içeren ürünlerin ithalatına ilave vergi uygulanmaya başlandı. Türkiye’nin Washington Ticaret Müşavirliği’nin uyarısına göre, ABD Ticaret Bakanlığı’nca açıklanan bildirimle, çelik ve alüminyum ürünlerinde ilave gümrük vergilerinin hızlı şekilde tahsili için duyuru yapılırken, ABD Gümrük Sınır ve Muhafaza Birimi tarafından alüminyum ve çelik sektörlerinde yüzde 25’lik vergi tahsiline ilişkin detaylar belirlendi. Buna göre, 12 Mart 2025 itibarıyla belli fasıllar dışında kalan ürünlerden, çelik ve alüminyum içeriğine göre vergi tahsil edilmeye başlanacak.
KÜLFET DEĞİL FIRSAT VAR
Trump’ın duyurduğu vergi artışı, Türkiye için mali külfet anlamında yeni bir durum oluşturmayacak. 2018 yılında ABD’deki ilk Donald Trump yönetimi, rahip Andrew Brunson olayının ardından, “Section 232” önlemleri kapsamında Türkiye’ye uyguladığı çelik ve alüminyum vergi tarifesini yüzde 50’ye çıkarmıştı. Daha sonra bu oran yüzde 25’e indirilirken; Kanada, Brezilya, Meksika, Japonya, Güney Kore gibi ülkelere uygulanan vergi muafiyetleri ise Türk üreticilerin ABD’ye ihracatını yaklaşık 10’da birine düşürmüştü. Şimdi ise ABD’nin çelik ihracatçısı diğer ülkelere de yüzde 25 vergi getirilmesinin, Türk ihracatçının ABD pazarında lehine olabileceği, vergi eşitliğinin ABD pazarında daha adil bir rekabet ortamına yol açacağı ifade ediliyor.
KRİTİK MADENLERDE YERLİLİK KARARI
Donald Trump tarafından 20 Mart’ta imzalanan “Amerikan Mineral Üretimini Artırmak İçin Acil Önlemler” başlıklı icra kararı da dünya madencilik sektöründe yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Karar, ABD’nin yerli mineral üretimini hızlandırma, kritik madenlerde dışa bağımlılığı azaltma ve tedarik zincirini güçlendirme hedefleri doğrultusunda atılmış kritik bir adım olarak değerlendiriliyor. Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Mehmet Yılmaz, “Küresel rekabetin yeni başlığı artık sadece enerji değil, aynı zamanda kritik mineraller ve ham madde arz güvenliği olacak. Türkiye olarak zengin maden kaynaklarımızı sorumlu madencilik anlayışıyla ekonomiye kazandırmak, sanayimizin ham madde ihtiyacını kendi kaynaklarımızdan karşılamak ve dışa bağımlılığı azaltmak için benzer adımları atmaktan başka yolumuz yok” dedi.