Adetliyken Kadir Gecesi’nde yapılacak ibadetler neler, hangi dualar okunur? Reglken dua okunur mu, nasıl ibadet edilir?

4

Kadir Gecesi ibadetlerini yerine getirecekler, okunacak dualar ve yapılabilecek ibadetler konusunda araştırmalarını sürdürüyor. Diğer taraftan da adetliyken nasıl ibadet edilir, dua okunur mu, zikir ve tesbih çekilir mi sorusunun yanıtı da araştırılıyor. Adetli iken hangi dualar okunur, tesbih ve zikirler çeklir? İşte konu hakkında bilgiler…

ADETLİYKEN KADİR GECESİ’NDE NASIL İBADET EDİLİR, DUA OKUNUR MU?

Kadınlar âdet veya lohusalık hâllerinde iken dua edebilirler; zikir ve dua anlamı taşıyan âyet-i kerîmeleri okuyabilirler. Bunun yanında, kelime-i şehâdet, kelime-i tevhid, istiğfar, salavât-ı şerîfe getirebilirler. Tefsir, hadis ve fıkıh eserlerini okuyup inceleyebilirler (bkz. İbn Nüceym, el-Bahr, 1/209-211; Aliyyü’l-kârî, Fethu bâbi’l-‘inâye, 1/143-144; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 1/292-293; Şirbînî, Muğni’l-muhtac, 1/290).

REGLKEN KURAN OKUNUR MU?

Hanefî, Şâfiî ve Hanbelîlere göre tıpkı cünüp gibi âdetli veya lohusa kadın da Kur’ân okuyamaz. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.s.) “Âdetli kadın ve cünüp olan kimse Kur’ân’dan hiçbir şey okuyamaz.” (Tirmizî, Tahâret, 98 [131]; İbn Mâce, Tahâret, 105 [595-596]) buyurmuştur. Hz. Ali de “Resûlullah’ı Kur’ân okumaktan cünüplük hâli dışında hiçbir şey alıkoymazdı.” (Ebû Dâvûd, Tahâret, 88 [229]; Nesâî, Tahâret, 171 [266]; İbn Mâce, Tahâret, 105 [594]) demiştir. Farklı bir lafızla gelen rivâyete göre ise Hz. Ali’nin “Resûlullah cünüp olmadıkça bize Kur’ân okurdu.” (Tirmizî, Tahâret, 111 [146]) dediği rivâyet edilmiştir.

Bu genel yaklaşımın yanında söz konusu üç mezhep içinde bazı ayrıntılı ictihadlar da bulunmaktadır. Hanefî ve Şâfiîler, dua ve zikir kastıyla dua anlamı içeren âyetlerin cünüp, âdet ya da lohusalık hâlinde okunabileceğini; Şâfiîler dili oynatmadan ve telaffuz etmeden Mushaf’ın yüzüne bakarak kalben veya zihnen süzülebileceğini; Hanbelîler ise Kur’ân okuma kastı olmadan besmele, hamdele vb. zikirlerin okunabileceğini söylemişlerdir (Serahsî, el-Mebsût, 3/152; İbn Kudâme, el-Muğnî, 1/106; Şirbînî, Muğni’l-muhtac, 1/290).

Mâlikî mezhebinde ise farklı iki görüş bulunmaktadır (İbnü’l-Cellab, et-Tefrî‘, 1/39; Karâfî, ez-Zehîra, 1/379). Sonraki bazı Mâlikîler, bu iki görüşten âdet hâlindeki kadının eğitim öğretim amacıyla Mushaf’a dokunabileceği ve Kur’ân-ı Kerîm’i okuyabileceği ictihadını tercih etmişlerdir (Desûkî, Hâşiye, 1/174; Ezherî, Cevâhir, 1/32).

Günümüzde Kur’ân eğitim ve öğretiminin aksamadan devam edebilmesi için Mâlikî mezhebinin bu görüşüyle amel edilebilir. Bununla birlikte Kur’ân eğitim ve öğretiminin çok değişik yol ve yöntemleri olduğu için âdet ve lohusalık dönemlerindeki kadınların, okuyan kimselere kulak vererek ya da kayıttan dinleyerek kulak eğitimi almaları ve âyetleri kelime kelime bölerek tashih-i hurufa ağırlık vermeleri de uygulanabilecek bir başka yöntemdir. Bu yöntem, ihtilaftan kaçınmak açısından daha ihtiyatlı olabilir.

Mehmet Şimşek