Başak Nur GÖKÇAM
Her yıl Dünya Ekonomi Forumu’nda açıklanan Küresel Riskler Raporu’nun tanıtım konferansı, Marsh Türkiye, Zurich Sigorta ve Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) iş birliğiyle gerçekleşti. Konferansın açılışında konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, “Dünya Ekonomik Forumu tarafından bu sene 19’uncusu yayınlanan, Küresel Riskler Raporu’nun tanıtım toplantısı için, sizlerle bir araya gelmekten memnuniyet duyuyoruz.
Risklerin iş dünyası üzerindeki etkilerinden bahsetmeden önce, raporun hemen ilk bölümlerinde dikkatimi çeken bir konuyu aktarmak istiyorum. Raporda yer alan anket sonuçlarına göre, 2 yıllık vadede katılımcıların sadece yüzde 16’sı küresel görünümün stabil veya sakin olacağını düşünürken, 10 yıllık vade için bu oran yüzde 9’a geriliyor.
10 yıllık vadede küresel görünümün türbülanslı veya daha kötü olmasını bekleyenlerin oranı ise yüzde 63. Bu durum risk çeşitlerinden bağımsız, zorlu bir süreç yaşayacağımıza işaret ediyor” dedi. Sadece küresel ekonominin bugün içinden geçtiği sürecin dahi, kendi içinde önemli belirsizlikler barındırdığını belirten Turan, “Her ne kadar ekonomiyi jeopolitik risklerden, sosyal konulardan ayrıştırmamız zor olsa da sadece global enflasyondaki seyir ve merkez bankalarının yarattığı belirsizlik bile iş dünyası açısından çok yakından takip edilmesi gereken bir süreç.
Örneğin Avrupa’da savaş kaynaklı yaşanan ama tüm ekonomiye sirayet eden durgunluk dönemi, ihracatımız açısından bizleri çok ilgilendiriyor ve risk oluşturuyor. Öte yandan Çin’den uzun bir süre pay kapmayı konuşan iş dünyamız, yeniden o payı Çin’e kaptırmış durumda. Bizlerse içeride enflasyon ve kur ile mücadele ederken, hem global fırsatları kaçırıyoruz hem de bu global riskleri yeterince öngöremeden ve değerlendiremeden uzun vadeli bir strateji oluşturamıyoruz” ifadelerinde bulundu.
“İklim değişikliğinden en fazla etkilenecek bölgelerden biriyiz”
Küresel Riskler Raporu’na ilişkin de değerlendirmede bulunan Turan, “Bundan sonraki dönemde karşımıza 3 temel konuda risk çıkıyor. Bunlar; iklim değişikliği, ani hava olayları gibi çevresel riskler, göç-toplumsal kutuplaşma gibi sosyal riskler ve çok önemli olan bir dezenformasyon çağı riski.
Küresel Riskler Raporu’na göre “aşırı hava olayları”, “Dünya sistemlerinde kritik değişiklikler”, “biyoçeşitlilik kaybı ve ekosistem çöküşü”, “doğal kaynaklarda kıtlık” 10 yıllık vadede en şiddetli çevresel dört risk olarak öne çıkıyor. Nitekim iklim krizi çoktan beri kendisini göstermeye başladı. Ülkemiz de hem iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek bölgelerden birinde yer alıyor hem de genel kanının aksine doğal kaynakları oldukça sınırlı” dedi.
“Eğitimli insanlarımız yurtdışına göçüyor”
Küresel Riskler Raporu’na göre, önümüzdeki 2 ila 10 yıl içinde ilk 10’daki küresel risk arasında toplumsal kutuplaşma, ekonomik fırsatların eksikliği ve gönülsüz göç konularının toplumsal açıdan ön planda olduğuna dikkat çeken TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, şöyle konuştu: “Eğitimli ve deneyimli insanlarımız her zamankinden yüksek bir hızda yurtdışına göç ediyor. Bu süreci tersine çevirmek için eğitimle istihdam arasındaki bağı da güçlendirmek zorundayız.
Beyin göçünü tersine çevirmek istiyorsak, ekonomik alanda yapılacak reformların yanında tüm özgürlük alanlarında, hukukun üstünlüğünde, dil, din, ırk, cinsiyet, köken ayrımı olmadan tüm eşitsizliklerle mücadelede, çevre ve iklim krizine duyarlılıkta başta olmak üzere pek çok önemli konuda taviz vermeksizin ilerleme kaydetmeye ihtiyacımız var. Gençlerimizin kendi potansiyellerini özgürce gerçekleştirebilecekleri bir iklimi de bu ülkede yaratmak zorundayız.”