Uzak Doğu ve Güney Amerika’da Süregelen Gerginlikler

Çin’in yüzde 80’inde egemenlik iddiasında bulunduğu Güney Çin Denizi, Filipinler, Vietnam, Brunei ve Malezya gibi ülkelerin de bölgede hak iddia etmesiyle egemenlik ihtilaflarına konu oluyor.

AA’nın, “Dünyada süregelen gerginlikler” başlıklı dosya haberinin 5. bölümünde, AA muhabiri, Uzak Doğu’da ve Güney Amerika’da yaşanan çatışma ve gerginlikleri derledi.

Çin, ilk kez 1947’de yayımladığı haritayla Güney Çin Denizi’nin yüzde 80’inde egemenlik iddiasında bulunurken, kıyıdaş ülkeler de bölgede hak iddia ediyor.

Başta Paracel ve Spratly adaları olmak üzere bölgedeki adacık, resif, sığlık, kayalık ve deniz bentleri üzerindeki egemenlik ihtilafları, zaman zaman ülkeler arasında gerginliklere yol açıyor.

Çin’in ihtilaflı adalarda askeri üsler inşa etmesine ve sivil gemi filolarını uzun süreli bulundurmasına bölge ülkelerinin yanı sıra ABD de karşı çıkıyor.

Hollanda’nın Lahey kentindeki Daimi Tahkim Mahkemesi, 2016’da Filipinler’in başvurusuyla verdiği kararda Çin’in, Güney Çin Denizi’nde tek taraflı egemenlik taleplerinin yasal olmadığına hükmetmişti.

Güney Çin Denizi’ndeki ihtilafın yanı sıra ABD, Pekin’i Pasifik’te de “yayılmacı politika” izlemekle suçlarken; bölgedeki ülkelerle Çin’e karşı ittifaklar kurmayı sürdürüyor.

ABD ile artan rekabetin stratejik baskısını hisseden Çin, bölgedeki bazı ülkeleri yanına alırken Rusya ile de yakınlaşıyor.

Çin-Tayvan anlaşmazlığı

Çin’de İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Çan Kay-şek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (KMT/Koumintag) güçleri ile Mao Zıdong önderliğindeki Çin Komünist Partisi (ÇKP) güçleri arasında yaşanan iç savaşta galip gelen komünistler, 1 Ekim 1949’da Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etti.

Koumintag üyeleri ise Tayvan’a yerleşip 1912’de kurulan “Çin Cumhuriyeti” iktidarının Ada’da devam ettiğini ileri sürerek, burada geçici hükümet kurdu.

Tayvan’da 13 Ocak’ta yapılan başkanlık seçimleri, iktidardaki Demokratik İleri Partinin (DPP) adayı, Çin’in “bağımsızlık yanlısı” ve “ayrılıkçı” gördüğü, görevdeki Başkan Yardımcısı Lai Ching-te’nin galibiyetiyle sonuçlandı.

Aynı dili ve kültürü paylaşan Koreler arası gerginlik her geçen gün tırmanıyor

Kuzey ve Güney Kore arasında 1950’den beri devam eden anlaşmazlık, her geçen gün artarken, Pyongyang’ın nükleer denemeleri ve saldırgan retoriği ve buna karşılık ABD’nin Seul ve Tokyo’yla bölgede yaptığı ittifak nedeniyle söz konusu gerginlik, bölge dışına yayılma potansiyeline sahip.

Aynı dili ve kültürü paylaşan ancak farklı siyasi politikalara sahip Güney Kore ile Kuzey Kore, birleşme amacıyla istişarelerde bulunsalar da son yıllarda özellikle Pyongyang’ın nükleer silah ve füze programları kapsamındaki denemeleri, 1950’den bu yana süren savaşın sonlanmasının önündeki en büyük engel.

İkinci Dünya Savaşı ile Kore Yarımadası’nda 1910’larda başlayan Japon sömürgeciliğinin bitmesi ve eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) ve ABD, yarımadayı ideolojik açıdan 2’ye böldü.

Kuzey Kore, 1948’de bağımsızlığını, Güney Kore de cumhuriyet ilan etti.

Koreler arasında 3 yıl süren savaşın ardından 1953’te Panmunjom Ateşkes Anlaşması imzalandı ancak resmen barış anlaşması imzalanmadığı için savaş, teknik olarak sürüyor.

İki ülke arasında, Yongbyon Nükleer Araştırma Merkezi faaliyetleri, casus uydu fırlatma girişimleri, sınırdaki askeri varlığın artırılması ve Kuzey Kore’nin 2012-2023’te bazılarının ABD’ye kadar ulaşabileceğini iddia ettiği 200’ü aşkın füze denemesi gibi faaliyetler, gerginliğin bölge dışına da yayılması ve ABD’nin bölgedeki mevcudiyetinin gelecekte de devam etmesi ihtimalini artırıyor.

Myanmar’daki çatışmalar

Myanmar ordusu, 2020’deki genel seçimlerde hile yapıldığı iddialarının ve ülkedeki siyasi gerilimin ardından 1 Şubat 2021’de yönetime el koydu.

Ordu, ülke lideri ve Dışişleri Bakanı Aung San Suu Çii başta olmak üzere pek çok yetkiliyi gözaltına aldı ve 1 yıllığına olağanüstü hal ilan etti. Buna karşı “Üç Kardeşler İttifakı” adında toplanan Myanmar Ulusal Demokratik İttifak Ordusu, Budist Arakan Ordusu ve Ta’ang Ulusal Kurtuluş Ordusu’ndan silahlı gruplar, 27 Ekim 2023’te Çin sınırında, kuzeydeki Şan eyaletinde Myanmar ordusuna silahlı saldırı başlattı.

Son dönemde “Üç Kardeşler İttifakı”nın Myanmar ordusuna karşı Çin ve Hindistan sınırındaki bazı yerlerde başarı sağladığı, Şan eyaletinin Kokang Öz Yönetim Bölgesi’nin tamamen ele geçirildiği öne sürüldü.

Çatışmalarda bugüne kadar 902 kişi öldü, Siyasi Tutuklulara Yardım Kuruluşuna göre ise ülkede yaklaşık 1400 kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 10 bin kişi gözaltına alındı.

Myanmar ordusu ile “Üç Kardeşler İttifakı” arasında Çin’in arabuluculuğunda 12 Ocak’ta ateşkes ilan edildi.

Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik

Myanmar’daki gerginlik cunta ve karşısındaki silahlı gruplarla kısıtlı değil. Arakan eyaletinde 2012’de Budistler ile Müslümanlar arasındaki çatışmalarda binlerce kişi katledildi.

Arakan’da 25 Ağustos 2017’de düzenlenen saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçilerin uyguladıkları kitlesel şiddetten kaçan 1 milyona yakın kişi, Bangladeş’e sığındı.

Binlerce ölüme ve 700 binden fazla Arakanlı Müslümanın yerinden olmasına yol açan operasyonların ardından Myanmar’da kalan tahmini 600 bin Arakanlı, sistematik ayrımcılıkla karşı karşıya.

Darbenin ardından yerinden edilen kişi sayısı Şubat 2022’de 441 bin 500 iken, güncel sayı 758 bin 500 kişiye ulaştı.

Keşmir sorunu

İngiltere, 1947’de sömürge olarak yönettiği Hindistan’dan çekilirken, prenslik olan Keşmir, Hindistan ya da Pakistan’la birleşme konusunda tercihle karşı karşıya kaldı.

Nüfusunun yüzde 90’ı Müslüman olan Keşmir halkı, 1947’de Pakistan’a katılmayı tercih etse de dönemin prensi, Hindistan ile birleşmeye karar verdi.

Keşmir halkı, karara karşı çıktı ve Pakistan, Hindistan’la 1947, 1965 ve 1999’da savaştı.

Savaşlar sonucunda Cammu Keşmir’in yüzde 45’i Hindistan’ın, yüzde 35’i Pakistan’ın kontrolünde kaldı. Bölgenin doğusundaki yüzde 20’lik kısım ise Çin’in hakimiyetinde.

Hindistan, 5 Ağustos 2019’da Cammu Keşmir’in özel statüsünü kaldırdı ve bölgeyi merkezi hükümete bağlı “Cammu Keşmir” ve “Ladakh” olmak üzere iki “Birlik Toprağına” böldü.

Esequibo gerginliği

Venezuela ile Guyana arasında 100 yıldan fazladır süren ihtilaflı Esequibo bölgesi gerginliği, Aralık 2023’te artmaya başladı.

Guyana’nın ortalarında, Esequibo Nehri’nin batısında yer alan, “Esequibo” veya “Guyana Esequibo” olarak bilinen bölgede, petrol rezervlerinin yanı sıra altın, kömür ve değerli taşlar bulunuyor.

Venezuela hükümeti, 3 Aralık 2023’te, Esequibo bölgesine ilişkin düzenlediği referandumda, halkının yüzde 96’sının desteğini aldı.

Guyana, Venezuela’nın bu adımını “uluslararası hukuka aykırı” referandum gördü ve Guyana tarafından Brezilya sınırına askeri yığınak yapıldı. Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ise Tumeremo kasabasına askeri birlik gönderdi.

Gerginliğin düşürülmesi için Maduro ile Guyana Devlet Başkanı Irfaan Ali, 15 Aralık 2023’te, Karayipler’de ada ülkesi Saint Vincent ve Grenadinler’de bir araya gelerek, gerilimi çözmek için “güç kullanmama” konusunda anlaştı.

Kolombiya’da, Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) üyeleriyle 50 yıldan fazla süren çatışmalar, 260 bine yakın kişinin hayatını kaybetmesine ve 6 milyondan fazla kişinin göç etmesine neden oldu.

Kolombiya hükümeti ile FARC arasında imzalanan barış anlaşması çerçevesinde silah bırakma aşamasına, 1 Mart 2023’te geçilirken; FARC, 17 Mart 2023’te ilk kez silah bıraksa da kalıcı barışın tesisi için görüşmelerin yıllarca sürmesi bekleniyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir